Şeker kurumun kapatılması demek, şeker stoklarının artması ve pancar kotalarının azalması demektir:
4634 sayılı Şeker Kanunu ile Türkiye’de şeker talebinin yurt içi üretimle karşılanmasını sağlamak, doğal kaynakların dengeli kullanımı gözetilerek, yeterli, sürekli ve ekonomik bir şekilde karşılanmasına yönelik olarak şeker piyasasını düzenlemek ve denetlemek amacıyla kurulmuş olan Şeker Kurumu, 24 Aralık 2017 tarihinde yayımlanan 696 sayılıKanun Hükmünde Kararname ile kapatılarak, Kurum’un görev ve sorumlulukları Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na aktarılmıştır.
Ülke ve sektör menfaatleri doğrultusunda, pancar ve şeker üretiminin istikrarı ve sürdürülebilirliği, yerli arz güvenliğinin sağlanması, üretimin planlanması ve piyasanın denetimi, fiyat istikrarı, tarımsal kaynaklarımız ve dış tehditlere karşı sektörün korunması için “paydaşların özgür iradeleri ile çözüm üretecekleri bir yapının ortadan kaldırılması” sektörün geleceğini çıkmaza sokan bir karar olarak karşımızda durmaktadır.Yanlış bir yönlendirmeye dayalı olarak, sektör bileşenlerinin ortak bir kararı olmaksızın, Şeker Kurumu’nun kapatıldığı dönem de dikkate alınarak bu yeni idari yapılanmanın sektöre dönük olumsuz etkileri, Sendikamızın 13 yıl önce yargıya taşımış olduğu anayasa ve hukuka aykırılığına dair kararlar ile de tescillenmiştir. Anayasa Mahkemesi ve Danıştay kararları, Şeker Kurumu’nun bağımsız idari otorite vasfını ortadan kaldırmanın hukuka uygun olmayacağını göstermiştir.
Şeker Kurumu yapısı itibariyle, eleştirilebilecek karar ve uygulamalarının varlığına rağmen, şeker sektörünün organizasyonunda temel bir yere ve öneme sahiptir. Milyonlarca kişiye doğrudan ve dolaylı olarak geçim imkanı veren bir sektörün bu tür karar ve uygulamalarla çeşitli sakıncalar içeren bir sürece itilmesinin acı sonuçları dikkate alınmalıdır. Nitekim, Şeker Kurumu’na atama yapılmayan yaklaşık 17 aya ulaşan sektörde kayıt dışılık ve denetimsizliğin baş gösterdiği süreç neticesinde, önümüzdeki kampanya dönemine yaklaşık 600 bin tona yakın stokla girileceği beklenmektedir.
Şeker-İş Sendikası olarak, ülke ve sektor menfaatlerine uygun çözümlerin ancak paydaşların katılımıyla uzlaşmacı bir yapı içerisinde geliştirilmesi gerekliliğinin arkasında durduğumuz bilinmelidir. Sendikamızın her zaman ve her koşulda sektörün yanında olduğunun bilindiği gerçeğinden hareketle, Türk şeker sanayinin sorunlarına yönelik çözümlerin Bakanlık yerine, sektörün sorunlarını yakinen bilen bir bağımsız Kurum eliyle üretilmesine devam edilmesi gerekmektedir.. Nitekim, Şeker Kurumu’nun faaliyetlerine bağımsız bir idari otorite olarak devam etmesi; etkin ve objektif bir yapıyla işleyişin sürdürülmesine yönelik en isabetli yaklaşım olacaktır.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.